25 Ekim 2015 Pazar

Aden Körfezi’nde Balıkçılık ve Korsan Faaliyetleri:


Aden Körfezi, Arap Yarımadası ve Afrika Kıtası’ndaki Somali Yarımadası arasında bulunur. Hint Okyanusu’nun bir uzantısıdır ve Kızıldeniz ile Hint Okyanusu’nu birbirine bağlar.
Aden Körfezi, Dünya ticari deniz taşımacılığının %14’ünün ve denizden yapılan petrol taşımacılığının %26’sının geçtiği dünyanın en önemli su yollarından birisidir. Ayrıca, Orta Doğu petrollerinin Avrupa ve Amerika kıtalarına taşındığı ve Çin, Hindistan gibi büyük ekonomilerin hammadde ve enerji ihtiyaçlarının görüldüğü stratejik bir su yoludur. Gemilerin Aden Körfezi’ni, dolayısıyla Süveyş Kanalı’nı kullanmayıp, Ümit Burnu’ndan dolaşmayı denemeleri halinde ekonomik ve zamansal kayıpları oldukça fazladır. Bu nedenle Aden Körfezi ticari gemiler için hayati bir öneme sahiptir.
Bundan 15-20 yıl öncesine kadar, Aden Körfezi’nde bulunan insanların en büyük geçim kaynaklarından birisi de balıkçılıktı. Fakat ne yazık ki, günümüzde Aden Körfezi’ndeki balıkçılık faaliyetleri eskiye oranla çok daha azdır. Bu durumun en büyük nedenleri ise, özellikle Somali’deki balıkçılık yasaklamalarına rağmen korsan balıkçılık faaliyetlerinde bulunan yabancı devlet filoları ve yine uluslarası gemilerin Aden Körfezi’ni ve Yemen açıklarını “global çöplük” olarak belirleyip, kimyasal ya da değil tüm atıklarını oralara bırakmalarıdır. Bu eylemler sonucunda bölgedeki balık türlerinde ve sayısında inanılmaz bir düşüş olmuş ve bölge insanları balıkçılık ile geçimini sağlayamaz duruma gelmiştir.
Ayrıca Aden Körfezi, dünyada korsan faaliyetlerinin en yoğun yaşandığı bölgelerden birisidir. Korsan faaliyetlerinin bu bölgede yoğun bir şekilde yaşanmasında hem bölge insanlarının  yaşadıkları açlık hem de Somali başta olmak üzere bölgedeki devletlerde yaşanan iç karışıklıklar neden olarak gösterilebilir. Örneğin; bugün Somali’de deniz haydutlarının yargılanabileceği bir siyasi mekanizma bulunmamaktadır.
Korsanlar faaliyetlerini genelde kanallarda ve boğazlarda gerçekleştirmektedirler. Bunun sebebi; kanal ve boğaz geçişi sırasında gemilerin yavaşlamaları ve bölgelerin kıyıya yakınlığından kaynaklanmaktadır. Malaka Boğazı, Süveyş Kanalı, Cebelitarık Boğazı ve Aden Körfezi bu konuda en riskli bölgeler arasında bulunmalarına rağmen Aden Körfezi hariç diğer bölgelerdeki kıyı devletleri korsan faaliyetlerinin önüne geçebilecek güvenlik önlemlerini almayı başarmışlardır. Fakat Aden Körfezi’ndeki devletlerde bulunan iç karışıklıklar yüzünden yeterli güvenlik önlemleri hala alınabilmiş değildir.
Günümüzde deniz taşımacılığı son derece önemli bir lojistik faktör olduğundan, Aden Körfezi’ndeki bu korsan faaliyetleri tüm dünyayı etkilemektedir. Aden Körfezi özellikle bulunduğu konum itibariyle gemilerin Ümit Burnu’nu dolaşmalarını gerektirmeden çok daha kısa bir rota üzerinden mallarını varış noktalarına ulaştırabilmeyi sağlayan bir yerdedir. Gemiler, Aden Körfezi’ni dolayısıyla da Süveyş Kanalı yerine Ümit Burnu’ndan dolaşmayı tercih ederlerse, büyük miktarlarda zaman ve maliyet kaybına uğrarlar. Bu yüzden Aden Körfezi’ndeki korsan faaliyetleri sadece bölgesel değil küresel bir problemdir.
Bu problemi çözüme kavuşturabilmek için, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 2008 yılında, Aden Körfezi’ndeki korsanlık eylemlerini doğrudan ele alan beş karar kabul etmiştir. BM Güvenlik Konseyi’nin Aden Körfezi’ndeki korsanlarla mücadele etmek için sıcak takip ve Somali geçici hükümetinden izin almak şartıyla kara ve hava operasyonuna izin veren kararını aldıktan sonra birçok ülke bölgedeki deniz kuvvetlerini güçlendirmiştir. Günümüzde Türkiye, Amerika, İngiltere, Almanya, İtalya gibi NATO ülkelerinin yanı sıra Çin, Rusya ve Japonya gibi diğer küresel güce sahip ülkeler de Aden Körfezi’nde görev yapmaktadır. Bölgede hakimiyetini arttırmaya çalışan Rusya, Hint Okyanusu’nda “Sivil Gemi Koruma Bölge Komutanlığı” adı altında haydutlarla mücadele filosu kuracağını açıklamıştır. Fakat, devletlerin tüm bu önlemlerine rağmen hala daha bölgede korsan faaliyetlerinin önüne geçilebilmiş değildir.
Sonuç olarak, Aden Körfezi insanların eskiden sadece balıkçılık faaliyetlerini yaparak geçimini sağlayabildikleri bir bölgeyken; günümüzde uluslararası gemilerin bölgede kaçak balık avlaması ve bölgeyi atıkları için birer “çöplük” olarak görmeleri sonucunda balık tür ve sayısındaki azalma, bölgedeki insanları geçimlerini sağlayabilmek için korsancılık faaliyetlerine zorlamaktadır. Korsan faaliyetlerinin önüne geçebilmek için, gemilere sıcak takip uygulamak yerine bölgedeki insanların açlığının önüne geçecek önlemler alınsa daha kalıcı bir çözüm olabilir. Çünkü bütün bu korsan faaliyetlerinin en önemli sebebi bölgedeki açlık ve fakirliktir.


Kaynaklar:
http://www.imo.org/en/Pages/Default.aspx
http://www.imo.org/en/MediaCentre/SecretaryGeneral/Secretary-GeneralsSpeechesToMeetings/Pages/Contact%20Group%20on%20Piracy%20off%20the%20Coast%20of%20Somalia.aspx
http://www.voltairenet.org/
http://www.voltairenet.org/article168525.html
 Johann Hari
https://www.cia.gov/library/publications/resources/the-world-factbook/geos/so.html



by..................Burak Korkmaz
www.kaladrem.com




Lojistik Maliyet Unsurlarının Rekabete Etkisi

Globalleşen ve teknolojik gelişmelerin ardı arkasına geldiği 21. yüzyılda, işletmelerin dünyanın her tarafından ürün tedarik etmesini ve her yere ürün satmasını mümkün hale getirmiştir. Bu durum, lojistik faaliyetler olarak ifade edilen, taşıma, depolama, elleçleme, sipariş işleme, bilgi yönetimi, stok yönetimi, paketleme ve ambalajlama faaliyetlerinin nitelik ve niceliğini değiştirmiştir. Lojistik maliyetlerin toplam işletme maliyetlerinin içinde önemli bir paya sahip olması ve finansal performansı doğrudan etkilemesi, şirket ve işletmeleri bu faaliyetlerin etkin yönetilmesi ve müşteri odaklı çalışılması halinde rekabet avantajı sağlayabileceklerini fark etmesini sağlamıştır.
Bu çerçevede günümüzde işletmeler lojistik maliyetleri düşürmek için birçok strateji geliştirmiştir. Ticari hayatta yaşanan bu gelişmelere üniversiteler de kayıtsız kalmamış özellikle son zamanlarda lojistik yönetimine yönelik ön lisans, lisans ve yüksek lisans programları açılmıştır.
Lojistik sektörü Dünya’da ve Türkiye’de yakın zamanda hızlı ve büyük gelişme göstermiş ve göstermeye de devam etmektedir. Lojistik sektörünün faaliyet alanları aşağıdaki ana başlıklarda gruplanabilir.
  • Uluslararası ve dahili taşımacılık,
  • İhracat-ithalat işlemleri ve gümrükleme,
  • Operasyon ve sevk yönetimi,
  • Maliyet planlaması,
  • Depolama, ambalajlama,
  • Sigortalama,
  • Vergi, mevzuat ve işlemleri,
  • Pazarlama ve müşteri ilişkileri yönetimi,
  • Bilişim teknolojileri kullanımı,
  • Banka işlemleri,
  • Koordinasyon ve iletişim.
Türkiye stratejik konumu itibariyle, kıtalararası bir lojistik üs olma potansiyeline sahiptir. Lojistik sektörünün Türkiye’deki büyüklüğü yıllık 7 – 8 milyar ABD Dolarına ulaşmıştır. Günümüzde, Türk lojistik sektöründe yaklaşık olarak 500.000 kişi çalışmaktadır. Türkiye’de lojistik sektörünün gelişmekte olduğu ve gelecekte de gelişme potansiyeline sahip olacağını görmek mümkündür (http://www.turlev.org.tr/etkinlikler).
Lojistik maliyetler, lojistik faaliyetler nedeniyle ortaya çıkan maliyetlerin tümünü ifade etmek için kullanılan bir kavram olup, işletmelerin lojistik faaliyetler için katlandıkları maliyetler olarak tanımlanabilir.
Lojistik maliyetlerin yönetim ve kontrolü öncelikle bu maliyetlerin belirlenmesini gerektirmektedir.
Etkin ve verimli bir biçimde yapılan lojistik faaliyetler ile gerek değer avantajı gerekse verimlilik avantajı yaratılarak daha yüksek müşteri değerine ulaşılabildiği ve işletmelerin faaliyette bulundukları sektörlerde rakiplerine kıyasla bir adım daha öne çıkabildikleri bu alanda yapılan çalışmalardan da görülmektedir.
Beklenen yararın sağlanabilmesi için ise, bu faaliyetlerin bütünleşik bir performans sistemi içerisinde ele alınmasını gerektirmektedir. İşletmelerin lojistik faaliyetler sonucu katlanmak zorunda oldukları maliyetler incelendiğinde, lojistik maliyetlerde yapılan maliyet azaltım çalışmalarının işletme karında oldukça önemli katkılar sağladığı görülmektedir.


by...............Mert Bekçi
www.kaladrem.com


24 Ekim 2015 Cumartesi

Filo, Gemi ve Mürettebat Yönetimi Yazılımları ve Sağlayan Şirketler

Teknolojinin gelişmesiyle, özellikle bilişim teknolojileri hayatımızda önemli bir rol oynamaya ve gün geçtikçe hayatımızın her alanında yerini almaya başlamıştır. Günümüzde bilişim teknolojilerini; bankacılık, denizcilik, bilim, eğitim, haberleşme, iletişim, mühendislik, savunma, sanayi, ticaret, ulaşım ve üretim gibi pek çok alanda görmemiz mümkün. Bilgi ve iletişim teknolojileri işlerin verimli, güvenli, hızlı, etkin olarak yürütülmesinde tüm bu sektörlere katkı sağlamaktadır.
Günümüzde önemli bir yere sahip olan bilişim teknolojileri; Donanım, yazılım, ekipmanlar ve hizmetler olmak üzere 4 kategoriden oluşmaktadır. Yazılım kategorisi, en düşük yatırımla, en yüksek istihdamı ve en fazla katma değeri yaratan sektör olması yönüyle bilişim teknolojileri arasında önemli bir yere sahiptir.
Teknoloji ve yazılım kullanımı, birçok avantaj sağlamaktadır. Karmaşık bir yapıya sahip olan ve pek çok aktörün bir arada bulunduğu bir sektör olan denizcilik sektörü de,  bilişim teknolojilerinin ve yazılımların avantajlarından yararlanmaktadır. Yazılım kullanımı, şirketlere rekabet avantajı, sektördeki yeniliklere ve gelişmelere ayak uydurma, verimlilik, etkinlik gibi artılar sağlamaktadır.
Dünya’da ve Türkiye’de birçok denizcilik şirketi değişik yazılımlar sunmaktadır. Dünya’dan bazı örnekler vermek gerekirse;

BASS, gemi işletmeciliği ve filo operasyonları için tasarlanan deniz yazılımlarının lider tedarikçisidir.  BASS yazılım sistemleri, yöneticilere gemi operasyonlarının kontrol edilmesi ve filo performansının denetlenmesi konusunda yardımcı olmaktadır. BASS yazılım sistemleri modüler bir yapıya sahiptir ve bakım, tedarik, dokümantasyon, operasyon, finans, insan kaynakları gibi pek çok alanda hizmet vermektedir. Entegre edilmiş yazılım çözümleri paketi olan BASSnetTM filo yönetim sistemleri, özellikle armatörler ve gemi yöneticileri(gemi kiralayan şirketler) için tasarlanmıştır. Bu yazılım, geminin planlanan bakımı, satın alma ve e-ticaret, muhasebe, mürettebat yönetimi, doküman kontrolü ve güvenlik yönetimi gibi konuların yönetiminin gerçekleştirilmesinde gemi operatörlerine yardımcı olmaktadır.

BASSnetTM filo yönetim sistemleri gelecekte olabilecek değişikliklerden etkilenmeyecek bir çözümdür. Bu yazılım sistemi 5 klas kuruluşu tarafından onaylanmıştır ve Microsoft Gold Application Development Partner konumunda ödüllendirilmiştir.
INSATECH MARINE; yakıt tüketim sistemleri üzerine yoğunlaşmış bir şirkettir. Insatech, yakıt tüketim seviyelerinin ölçülmesine yönelik çözümler sunmaktadır. Bu şirket yakıt konusundaki çözümünde, denizcilik yakıtının hava ya da ısı tarafından etkilenmesi konusunda olabilecek her girişimi engellemek için Coriolis kütlesel akış yöntemini kullanmaktadır.
Regülasyonlar her geminin yağ tahliye izleme ekipmanı taşıması gerektiğini şart koşmaktadır. Bu ekipman balast suyunun, kalıntıların seviyesine göre tahliye edilmesine izin vermek ya da tahliyesini engellemek için tasarlanmıştır.
INTERSCHALT MARITIME SYSTEMS; Bu şirketin misyonu ‘taşımacılık için inovasyon’ üzerine kurulmaktadır ve bu konuda çalışmalar yapmaktadırlar. En önemli amaçları kapsamlı bir değer zinciri oluşturmak sunmaktır. BLUETRACKER yazılımı, yakıt tüketimi, hız ve konum, hava koşulları gibi konularda gerçek zamanlı veriler sağlayarak, filo denetimcilerinin gemi performansı üzerinde kolayca kontrolü ele almalarını sağlamaktadır.
Fleet Operation Centre ise IS (Interschalt) teknolojisi kullanılarak gemiden karaya yapılan elleçlemenin güvenlik kontrolü için yapılmış ilk IS çözümüdür.
C:\Users\Hp\Desktop\Valuechain.jpg

KOCKUM SONICS; gemi yapımı ve gemi tasarımı ile ilgili çalışmalar yapan ve bu konularda bilgi birikimine sahip bir şirkettir. Uzman oldukları konulardaki yazılımlar ise şu şekildedir: Loadmaster™; Kargo operasyonu boyunca güvenliği ve verimliliği arttırmak amacıyla her tip gemi için üstün nitelikli çözümler sunan bir yazılımdır. Levelmaster™; Basınç, radar, sıcaklık transmiteri, gaz kabarcık ölçeri gibi oranlar üzerinde çalışan esnek bir seviye ölçme sistemidir. Shipmaster™;Tahliye ve yükleme depolarının, pompa, vana ve diğer ekipmanların kolayca kontrol edilmesini ve monitörlerden incelenmesini sağlayan bir yazılımdır. Diğer yazılımları ise Tyfon™ ve Sonic Cleaning’ dir.
MUELLER+BLANCK SOFTWARE; Müller + Blanck Yazılım, armatörlere ve liner operatörlere profesyonel yazılım çözümleri sağlayıcısıdır. İstifleme konusunda ön planlama sistemi olan Capstan4, denizcilik şirketlerine en verimli şekilde maksimim gemi kullanımı sağlamaktadır. Bu yazılım, bulunduğunuz yerden bütün bir seferi yönetmek için gerekli olan her bilgiye sahip olmanızı ve entegre raporlama ile seferle ilgili bütün verilere ulaşma olanağı sağlar. Kısaca özetlemek gerekirse, Capstan4 bütün bir seferin kontrolünün kolayca yapılmasını, verimli ön planlama ve maksimum gemi kullanımı sağlamaktadır. Capstan3-OnBoard-Interface (C3-Obi), Capstan4’ün kardeş yazılımıdır ve özellikle gemide kullanım için tasarlanmıştır. Bu veri yazılımı ise, yük bağlama kuvveti ve görünürlük hattı ile ilgili tüm hesaplamaları, online olarak depo güncellemelerini ve soğutuculu yükleri izleme listeleri gibi pek çok raporu içermektedir. Local Interface(LI) ise bu şirketin Capstan4 ve C3-Obi ile çalışan ve gemilerden, armatörlerden ve liman terminallerinden gelen BAPLIE (konteynerlerin gemideki istif konumlarını belirten mesaj) dosyaları almak amacıyla acenteler için kurulan bir yazılımdır.

Türkiye’deki yazılım sektöründen örnek vermek gerekirse;
YDDO YAZILIM, denizcilik sektörüne tamamı Türk mühendisler tarafından geliştirilmiş yazılım çözümleri sunan bir şirkettir. Denizcilik sektörünün taşımacılık ve gemi yönetimi ihtiyaçları doğrultusunda geliştirmiş oldukları ürünler ise ShipperNetix gemi yönetim sistemi, Denizcilik Sektörüne Özel İnsan Kaynakları Yazılımı (İnomarine Hr), Gemi Personeli Çalışma Ve Dinlenme Saatleri Yönetim Yazılımı (Work&Rest Hours), Gemilerde Enerji Verimliliği (Seemp), Gemi Bakım Yönetim Yazılımı (Technetix), Gemi Sefer/Seyir Yönetim Yazılımı (Voyagenetix), Gemi Sefer/Seyir Yönetim Yazılımı (Docnetix) şeklindedir.

MICROMARIN YAZILIM, 2000 yılından beri denizcilik sektörüne bilgisayar donanımı, network altyapısı, teknik destek gibi hizmetler sağlayan bu şirketin en önemli yazılımı Fleet Manager’dır. Fleet Manager, filomuzu tam bir otomasyon ile yönetmemizi sağlayan bir sistemdir. Ek olarak,  gemi / ofis arası teknik yönetimi, ekipman ve tüm prosedürlerin eşzamanlı gönderilmesini, yönetilmesini, hiçbir veri kaybı yaşamadan  takip edilmesini, güvenlik, bakım, teknik donanım ile ilgili her şeyin kontrol edilmesini sağlamaktadır.

Fleet Manager; Bakım, yedek parça, sertifikalar, operasyon, güvenlik, mürettebat yönetimi, dokümantasyon, finans gibi birçok modülden oluşmaktadır. İçerdiği modüller her ihtiyaca anında cevap verecek yapıda hazırlanmış olan bu yazılım "Bureau Veritas" onayını almıştır.


by..................Cemre Angın

Yat Turizmi



Yat, gezi, iş, yarış, eğlence gibi çeşitli amaçlar için deniz seyahatlerinde kullanılan, yelken ya da motor gücüyle hareketi sağlanan lüks teknelerdir. Yat turizmi ise kişilerin, spor, dinlenme, eğlenme ve boş zamanları değerlendirme amacıyla kazanç sağlama amacı gütmeden, kendi mülkiyetlerindeki ya da kiraladıkları yatlarla/teknelerle gerçekleştirdikleri deniz seyahati ve bu süreçte yat limanları, yat işletmeleri, yat/tekne bakım onarımı ve diğer destek hizmetlerini sunan işletmelerle tüm iletişim süreçlerini kapsayan faaliyetlerdir. (Atlay Işık,2011)

Yat turizminin başlangıcı yani ilk yelkenli teknenin oluşumu M.Ö. 4000’li yıllara dayanmaktadır. Bu tekne, Nil nehrinde, Firevunların zevk amaçlı gezintilerinde kullanılmıştır. Tekneler zamanla gelişme göstermiştir. İki direkli yelkenli tekne, üç direkli yelkenli tekne… Farklı milletler tekneleri farklı amaçlarla kullanmış ve amacına uygun olarak adlandırma yapmıştır. Örneğin, kaçakçı ve korsan yakalamak amacıyla kullanan Hollandalılar jaght(avcı), büyük yük gemilerini karşılamak için kullanan zengin Amsterdamlılar jaghtschippen(avcı gemisi)adını vermiştir. Bu isimler 1660’da Flemenk vatandaşlarının İngiltere Kralına “Mary” isimli tekneyi hediye etmesiyle jaght “yacht’a(yat)” dönüşmüştür
(Ayrıntılı bilgi için ; Türkiye’de Yat Turizminin Coğrafya Açısından İrdelenmesi - acikarsiv.ankara.edu.tr/browse/405/701.pdf)

Denize dönük eğlence ve dinlenme alanı olan yat turizmi aynı zamanda önemli bir ekonomik faaliyettir. Ekonomik faaliyet oluşunu birçok unsurun bir araya gelerek bir deniz gezisi hizmetinin sunulmasıyla sonuçlanmasına bağlayabiliriz. Marinalar; barınaklar gibi altyapı hizmetleri, inşa sanayi, catering hizmetleri, idari işlemler, personel gibi boyutlarıyla geniş ölçüde istihdam yaratır. Kısaca, yat turizmi ülkenin ekonomik ödemelerine katkı sağlar, istihdam alanları yaratır, ekonomiyi canlandırır ve yatırım alanlarını çeşitlendirir diyebiliriz. Ekonomik öneminin yanında, yat turizminin çevreye de etkisi vardır. İnsanlarımıza doğa, tarih, kültürel ve insani güzellikleri pazarlayarak değerlerimizi korur ve zenginleştirir. Aşağıda ki tablolarda yat turizminin yarattığı gelir çeşitlerini ve istihdam alanlarını görebilirsiniz.
 Tablo 2 : Yat Turizminin Yarattığı İstihdam Çeşitlenmesi (Kaynak, Özer 1990)

Yat turizmi, elverişli koşullara sahip kıyı özelliklerine ve iklime bağlı olarak  Akdeniz Çanağı’ndaki Fransa, İspanya, Hırvatistan gibi ülkelerin kıyıları ile Kuzey ve Güney Amerika’daki bazı ülke ve adaların kıyılarında gelişmiştir.

 Türkiye’deki yat turizmi, yeni bir turizm çeşidi olarak,1960’lı yıllarda Yunanistan’ın Ege ve Anadolu kıyılarını kapsayan yat turları düzenlemesiyle gündeme gelmiştir. Türkiye’de turist teknesi ilk olarak 1965 yılında görülmüştür. Türkiye’ye gelen ilk tekneler, Yunanistan üzerinden günübirlik gezilerle Çeşme, Datça, Marmaris, Bodrum ve Ege’deki diğer yerleşim merkezlerine uğruyorlardı. Daha sonra Yunan tur operatörleri paket tur programlarına Türkiye’yi de almışlardır (Özer, 1990). 1970’li yılların sonunda ise Turizm Bakanlığı bünyesinde, yat turizmi gündeme getirilerek, çeşitli marina yerleri tespit edilerek, Devlet Planlama Teşkilatı tarafından gelişme planları hazırlanmıştır. Bu planlardan sonra her geçen yıl ülkemizde yat sektörü daha fazla önem kazanmış ve gelişmeye başlamıştır.

Dünya turizmde ilk sıralarda yer alan Türkiye, yat turizminde potansiyelini kullanmak amacıyla marina yatırımlarına hız vermiştir. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı rakamlarına göre 43 marina ve çekek yerinde, 17 bin 500 yat bağlama kapasitesine ulaşan Türkiye, doluluk oranında da yüzde 90'a ulaşmıştır. Türkiye'deki marinalara yılda yaklaşık 7 bin yabancı, 2 bin 500 yerli yat demir atarken bu yolla Türkiye'ye gelen turist ve yabancı mürettebat sayısı 30 bine yaklaşmıştır. Türkiye'nin 2013 yılı turizm gelirlerinin toplamı 32 milyar 310 milyon dolardır. Bunun yüzde 20'si olan 6.4 milyar doların deniz turizminden kazanılmıştır. (2013 Yılı Verilerine Göre). 2023 yılına kadar yat bağlama kapasitesinin 30 binin üzerine çıkması ve gelirin de 10 milyar doların üzerine çıkması hedeflenmiştir.





by.............Eda Karabulut





22 Ekim 2015 Perşembe

Uluslararası Liman İşletmecileri

Dünya ticaretinin %90’ı, ülkemiz ticaretinin de %88’i deniz yolu ile yapılmaktadır. Bu oran, denizyolu taşımacılığının karayolu taşımacılığına göre 6,5 kat, demiryolu taşımacılığına göre 3,5 kat daha ekonomik olmasının yanı sıra, büyük miktarda yüklerin bir seferde ve güvenli bir şekilde taşınmasının sonucudur. Denizcilik sektörü ülkelerin dünyaya açılmasını sağlayan en önemli sektörlerden biridir. Denizcilik sektörü ne derecede güçlü olursa ülkelerin ekonomik gücü de o derece yüksek olacaktır. Bu bağlamda limanların yönetimi /işletilmesi çok önemlidir. Yenilikler, gelişmeler sürekli olarak takip edilmeli ve küreselleşen dünya ekonimisine uyum sağlanmalıdır.
Uluslararası Terminal/Liman İşletmecileri; küresel anlamda ağ kurarak dünyanın farklı yerlerinde limana alt ve üst yapı olarak hizmet veren şirketlerdir. Hizmet vermenin yanı sıra, liman otoritelerinin yükünü de alıp limanı tek elden işletebilirler.
Dünyadaki liman yönetim şekilleri genel olarak 4 kategoride sınıflandırılabilir.
1)Özel Sektör Limanları: Tüm varlıklar ve yük elleçleme faaliyetlerinin sahipliği, yürütülmesi ve yönetilmesi özel sektöre aittir. Buna örnek olarak İngiltere ve Yeni Zelanda limanlarını gösterebiliriz.
2)Kamu Hizmeti Modeli: Tüm varlıklar ve yük elleçleme faaliyetlerinin sahipliği, yürütülmesi ve yönetilmesi kamuya aittir. Buna örnek olarak Hindistan, Kenya ve Sri Lanka’daki limanları gösterebiliriz.
3)Araç (Tool) Modeli: Liman alt yapısı ve yük elleçleme ekipmanları dahil olmak üzere liman üst yapısının sahipilği, işletilmesi ve yönetilmesi liman otoritesine aittir. Ancak yük elleçleme faaliyetleri özel yük elleçleme şirketleri tarafından yapılmaktadır.
3) Kiralık (Landlord) Modeli: Liman otoritesi, düzenleyici ve arazi sahibi özelliği taşımakta, tüm liman operasyonları özel şirket tarafından yapılmaktadır. Buna örnek olarak AB ülkelerindeki limanların çoğunu gösterebiliriz.
Dünya üzerindeki uluslararası liman işletmecileri ve merkezleri aşağıdaki gibidir;
C:\Users\Lenovo\Desktop\Adsız.png
Bu işletmeleri yıllık elleçleme kapasitelerine göre ilk 10 şeklinde sıralarsak şöyle bir sonuca ulaşabiliriz;
C:\Users\Lenovo\Desktop\Adsız.png


liman işletmecilerinin liman yönetimine olumlu katkıları;
  • Kamu sektörünün payını ve bürokrasiyi azaltmak,
  • Liman hizmetlerinin etkinliğini ve verimliliğini artırmak,
  • Ulusal ve bölgesel rekabeti artırmak,
  • Finansal bağımsızlığı sağlamak,
  • Limanları modern işletme teknikleri ve uygulamalarıyla yönetmek,
  • Limanların teknolojik gelişmelere ayak uydurmasını sağlamaktır.
8333 kilometre kıyı şeridine sahip ülkemizde 174 adet liman ve iskele vardır. Bunların 6 tanesi Türkiye Denizcilik İşletmeleri tarafından, 2 tanesi de Türkiye Devlet Demir Yolları tarafından işletilmektedir.
Türkiye’deki önemli limanların dağılım şu şekildedir:
Turklim Ports.jpg
*İzmir ve Haydarpaşa limanlarının işletmeleri TCDD’ye aittir.
*Tekirdağ, Sarayburnu, Çanakkale, Kabatepe, Gökçeada(Kuzu Limanı),ve Gökçeda(Uğurlu İskelesi) limanlarının işletmeleri TDİ’ye aittir.
Yukarıda bahsetmiş olduğum uluslar arası liman işletmelerinden birkaçı Türkiye’de bazı limanları işletmektedir. Bu limanlar ve işletmecileri ise şu şekildedir:
PSA; Merkezi Singapur’da olup, 14 ülkede( Singapur, Belçika, Çin, Hindistan, İtalya, Japonya, Hollanda, Panama, Pakistan, Güney Kore, Tayland, Türkite ve Vietnam) 25 limana sahiptir. PSA, AKFEN Holding ortaklığı ile Türkiye’deki  Mersin limanının işletmesini 36 yıllığına almıştır.
DP World; uluslar arası liman işletmeleri arasında yeni olup, hızlı bir gelişme göstermiştir. 22 ülkede 42 liman yönetmektedir. Amerika, Avrupa, Asya ve Orta Doğu ülkelerinde etkin rol oynamaktadır. Kocaelin’deki Yarımca Konteyner Terminalinin işletmesi DP World’e aittir. Bu liman 1.3M TEU kapasiteye sahiptir.
Grup TCB; İspanya merkezli dünyadaki lider terminal operatörlerinden biri olup, şu an itibariyle İspanya, Brezilya, Küba, Meksika ve Kolombiya'da konteyner terminalleri işletmektedir. Ayrıca 3 bölgede demiryolu operatörlüğü yapar. TCEEGE bir Grup TCB üyesidir.
APMT; Merkezi, Hollanda'nın Hague kentinde bulunan APM Terminals, dizayn, inşaat, liman yönetimi ve operasyonları, iç karasal servisleri ile 40 ülkede 160 değişik lokasyonu ile toplam 70 limanda global ağ servisi ile hizmet vermektedir. İzmir Aliağada’ki Petkim Limanı ile işbirliği yapmaktadır.  Terminalin kapasitesi başlangıçta 1,5 Milyon TEU ve potansiyeli 4 Milyon TEU’dur. Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgesi'nde 11.000 TEU kapasiteli konteyner gemilerinin rahatlıkla yanaşabileceği tek liman olacaktır.

MSC; özel bir şirket olup 1970 yılında kurulmuştur. 6 kıtada 215 limana hizmet vermektedir. MSC grubunun liman yatırımları yapan şirketi Global Terminal Limited(GTL), Barbaros/Tekirdağ’da inşa edilmiş olan Asya Portu işletmektedir.


by..........Yeşim Özdemir
www.kaladrem.com


18 Ekim 2015 Pazar

Entegre Lojistik - Taşımacılık




Dünyada giderek artan bir rekabet söz konusudur. Rekabet avantajı yaratmak isteyen firmalar maliyetlerini kısarak bir adım öne çıkmaktadır. Firmaların bu tutumu için başvurdukları alanlardan biri de lojistiktir. Lojistik bir çok kaynakta farklı şekillerde tanımlanmış olsa da genel anlamıyla ham maddenin kaynağından alınarak ürün haline dönüştürülüp tüketiciye ulaştırılmasına kadar geçen süredeki aşamaları yöneten ve uygulayan bir daldır. Günümüzde lojistik denilince akla ulaştırma/taşımacılık gelmektedir.
Entegrasyonun gün yüzüne çıkmasındaki asıl neden rekabette maliyetleri kısarak avantaj yaratmakır. Entegre lojistik, sadece taşıma modları arasındaki entegrasyon değil, depolama, depolama işlemleri, stoklama, stoklama işlemleri, gümrükleme, dağıtım gibi lojistik halkasına dahil olan tüm hizmetleri entegre etmektir. Bu da lojistik faaliyetleri içerisinde bütünleşmeyi sağlamaktadır. Yani işletmenin gelen ve giden tüm lojistik faaliyetlerinin, toplam maliyetin en aza indirilmesi, koordinasyonun arttırılması, verimliliğin yükseltilmesi gibi amaçlar çerçevesinde bütünsel bakış açısıyla yönetilmesidir.
Entegre taşımacılığı ülkemizde yolcu ve yük taşıma açısından değerlendirirsek;
yolcu taşınmasında, şehir içi ulaştırma planları yapılırken modlar arasındaki entegrasyona dikkat edilir. Örneğin yolcu havaalanından indiğinde metro ya da otobüs kullanarak birkaç aktarmayla birlikte varmak istediği noktaya varmalıdır. Kargo/Yük taşınmasında ise maliyeti kontrol edip bir adım daha öne çıkabilmek amacıyla taşıma modları arasında bütünleşme sağlanmaktadır.
Aşağıda entegre lojistik  kullanan bazı firmalar ve bu firmaların entegre lojistiği nasıl sağladığı örnek olarak gösterilmiştir.
Horoz Lojistik : Lojistik’te; entegre lojistik kapsamında müşteri, tedarikçi ve hizmet sağlayıcıların görgü ve becerilerini bir araya getirecek, bu sayede süreçler arası bağlantıları kuracak modern bir yaklaşımı benimsemektedir. Bu yaklaşımla ürettikleri çözümlerde işlevsellik (yalınlık ve parçaların birbirine uyumu), verimlilik (otomasyon seviyesi ve katma değer) ve sürdürülebilirlik (düşük risk ve bakım maliyeti), anahtar kavramlar olarak öne çıkmaktadır.
Lojistika :  Lojistika entegre lojistik hizmetlerini oluşturan alt hizmet gruplarının tamamında kendinin ve iş ortaklarının uzmanlık ve kaynaklarını bir araya getirerek, tek elden optimum çözümleri sağlamaktadır.
Gat Lojistik A.Ş. : Müşterilerinin tedarik zinciri üzerinde yer alan her türlü lojistik faaliyeti birbirleriyle uyumlu şekilde devralarak yönetmektedir. Gat Lojistik, ihtiyaç duyulan bu “Entegre Lojistik Hizmetlerinin “tümünü, iş süreçlerinin her aşamasında gelişmiş IT olanakları ve bilgi birikimi sayesinde optimum maliyetlerle müşterilerine sunmaktadır.
Borusan Lojistik : 1973 yılında kurulan Borusan Lojistik, 2000 yılından bu yana "entegre lojistik hizmet sağlayıcı" olarak Türkiye Lojistik Hizmetleri, Liman Hizmetleri, Uluslararası Taşımacılık Hizmetleri ve Yabancı Ülkeler Lojistik Hizmetleri olmak üzere dört stratejik alanda hizmet vermektedir.
Mars Lojistik : Tüm entegre lojistik hizmetlerini kusursuz olarak sunmaktadır. Sektörde sayısız farklılıklar yaratmakta ve sürekli büyüyerek müşterilerine yenilikler sunmaktadır.
Grupaj Servis Lojistik :  Grupaj Servis Lojistik A.Ş., bünyesinde bulunan ve aynı çalışma sahası içerisinde yer alan grup firmalardan tedarik ettiği, sigorta, gümrükleme,  antrepo ve iç nakliye hizmetleri ile müşterilerine komple taşımacılık hizmeti sunmaktadır.
Dünyada ticaret ve dağıtım git gide önem kazanmaktadır. Bunun nedeni de sağladığı karlılık oranıdır. Bu karlılığı göz önünde bulunduran şirketler lojistik ve dağıtım faaliyetlerine daha fazla önem vermeye başlamıştır. Bu önemle birlikte taşıma modları arasındaki uyum ve katma değer yaratan lojistik hizmetler de bütünleşmeye yani entegrasyona doğru ilerlemeye devam etmektedir.


by............ Eda Karabulut
www.kaladrem.com