14 Aralık 2015 Pazartesi

IACS (International Associaton of Classification Societies)


IACS (International Associaton of Classification Societies) ; 1968 yılında Almanya’da kurulan IACS, klas kuruluşları tarafından uyulması gereken uluslararası standartlar ve kurallar koyan bir kuruluştur. IACS’nin temelleri ise 1930 Yükleme Sınırı Konvansiyonu tavsiyesi sonucu atılmıştır. IACS’nin 12 üye klas kuruluşu, dünya ticari gemi tonajının % 90’nından fazlasını klaslamıştır. IACS’nin üye klas kuruluşları;
Türk Loydu; 1962 yılında TMMOB Gemi Mühendisleri Odası tarafından kurulmuş “Ulusal Klaslama, Belgelendirme ve Uygunluk Değerlendirme Kuruluşu” dur.
Hizmet verdiği sektörler; Denizcilik, Enerji, Petrol ve Gaz, Ulaşım ve Lojistik, İmalat, Limanlar, Kıyı yapıları & Terminaller ve Tersaneler, İnşaat, Savunma Sanayi
American Bureau of Shipping (ABS); 1862 yılında New York’ta kurulan American Bureau of Shipping, kar amacı gütmeyen bir kuruluştur. Dünyanın önde gelen gemi klas kuruluşlarından biri olan ABS, güvenlik ve mükemmellik için standartlar belirlemeye kendini adamış bir klas kuruluşudur.
Klaslama süreci;
  • Kurallara uygunluğu doğrulamak için, yeni bir geminin tasarım planlarının teknik olarak incelenmesi,
  • ABS yada diğer klas kuruluşu sörveyler tarafından inşa tershanesi ve denizde yapılan denemeler sırasında yapılan hizmetler ve çalışmalar,  
  • Bütün denetim ve incelenmeler tamamlandıktan ve kurallara uygunluğu onaylandıktan sonra, ABS tarafından klas sertifikasının verilmesi aşamalarından oluşur.
Bureau Veritas; 1828 yılında kurulan Bureau Veritas test, denetleme ve belgelendirme konusunda küresel bir liderdir. Bureau Veritas, standartlara ve düzenlemelere uygunluk, riskleri azaltmak, performansı geliştirmek ve sürdürülebilir gelişmeleri desteklemek gibi konularda sınırların ötesine geçen yenilikçi çözümler sunar.
Bureau Veritas, 100 milyon gross tonun üzerinde klasladığı bir filo ile dünyanın önde gelen klas kuruluşlarından biri olarak anılır. Uluslararası standartlar ve kurallar koyan IACS kuruluşunun kurucu üyelerinden biridir.
Bureau Veritas klasının seçilmesini sağlayan en önemli özellikler ise güvenlik, sağlamlık, düzenlemeler hakkında engin bilgi, hizmet kalitesi ve gemi sörveylerini kolaylaştıran küresel ağıdır.
International Register of Shipping; 1993 yılında kurulan IRS, çevrenin, mülkün ve yaşamın korunması amacıyla çalışan bağımsız bir klas kuruluşudur. IRS klas, belgelendirme, doğrulama, eğitim ve danışmanlık hizmetleri sağlamaktadır.
International Ship Classification; ISClass, merkez ofisi Şangay da bulunan ve hızla büyüyen bir klas kuruluşudur. ISClass, gemi klaslama hizmeti ve denizcilik hizmetleri sağlar. Bu kuruluş, güvenlik kavramını geliştirmek için performans, operasyon, bakım, yapım-inşa, üretim ve tasarım gibi konularla ilgili teknik standartlar uygular.
Gemi klaslamasında, kalifiye sörveyörler planların ve hesaplamaların onaylanması ve incelenmesi işini yürütür. Gemi devreleri ve makineleri, uluslararası en iyi uygulamalara göre sürekli değişen Kural ve Düzenlemelere uygun olarak inşa edildiğinden emin olmak için yapım sürecinin birçok aşamasında özenle denetlenmektedir. Yapım aşamasında kullanılan her malzeme, makine, sistem ve ürünlerin uygunluğuna ilişkin testler yapılır. Uygunluklarından emin olunduktan sonra kullanılır. Denetim süresince yapılan bütün incelemeler üzerine gemi, klas sertifikası almaya hak kazanır. Bu sertifika ile ISClass, bu sertifikayı alan geminin güvenilir olduğunu, ulusal ve uluslararası standartlara uygun olduğunu beyan etmektedir.
Lloyd’s Register; 1760 da bir denizcilik klas kuruluşu olarak kurulan LR şuanda pek çok sanayi sektöründe faaliyet göstermektedir. Lloyd’s Register sağlamlık, teknik mükemmellik ve tarafsızlık konularında uzun süreli bir üne sahiptir.
Lloyd’s Register, geminin tüm ticari hayatındaki her aşamada devam eden, uluslararası kabul gören güvenlik ve çevresel standartlara uygunluğunun garantisi veren, tüm dünyada gemi klaslama hizmetleri sağlayıcısıdır. Yaptıkları iş sadece gemi sörveyi, denetlenmesinden ibaret değildir. Gemilerinden ve operasyonlarından en iyi performansı sağlamak isteyen müşterilerine, yeni teknolojiler ve inovasyonlar konusundaki gelişmeleri desteklemeye kendini adamış bir kuruluştur. Bu kuruluş, yapım, inşa, tasarım ve gemilerin ticari hayatları boyunca yapılacak bakım için uygun standartlar ve kurallar koymaktadır.
ClassNK; 1899 da kurulduğu yıldan itibaren, ClassNK deniz ortamını korumak ve denizde yaşam ve mülk güvenliğini garanti etmek gibi birçok hizmet sağlamaktadır. İleri gelen uluslararası bir klas kuruluşu olarak ClassNK, tüm dünyada gemi inşa, deniz ulaştırması ve ilgili diğer denizcilik sektörlerine hizmet eden, güvenilir ve tarafsız üçüncü taraf kuruluşu olarak anılmaktadır.
Klas Kuruluşları artık sadece denizcilik sektörüne değil, diğer birçok sektöre hizmet vermektedir. Kuruldukları günden itibaren sayıları artan klas kuruluşları, hizmet verdikleri sektörler, verdikleri ve çeşitlendirdikleri hizmetler gibi konularda rekabet etmektedirler.



by......Cemre Angın
www.kaladrem.com

KRUVAZİYER GEMİ VE KRUVAZİYER TURİZMİ




Kruvaziyer gemi, üzerinde birçok konaklama, yemek, eğlence seçenekleri bulunan; yüksek hizmet standartlarına sahip; programlanmış belirli rotalarda turistik amaçlı olarak çalışan yolcu gemileridir. Kruvaziyer turizmi, deniz temelli turizm kategorisi içinde yer alan, liman ziyaretleri, limana yakın yerlerde ziyaret ve alışverişlerden oluşan aktiviteleri kapsayan bir turizm çeşididir. Kruvaziyer gemilerin uğradığı limanlar ve bu limanlarda, kruvaziyer turistlere sunulan turistik hizmetler, ev sahibi ülkelerin ağırlıkla yatırım yaptıkları alanları oluşturmaktadır. Ancak, kruvaziyer turizmin temelinde deniz ve gemi seyahati vardır. Gemide sunulan her türlü hizmet ve liman ziyaretlerinden oluşan bir turistik ürün olarak kruvaziyer turizmi, ayrıca diğer ulaştırma ve konaklama hizmetlerinden de yararlanmaktadır. Belirli sayıda limanlar arasında ve belirli sürede sürecek olan seyahatin öncesinde ve sonrasında, turistlerin ulaşımı ve konaklaması, turistik ürünün diğer bileşenleridir. Kruvaziyer turizmi, konukların temel amacı yolcu taşımacılığı olan bir gemiye para ödemek suretiyle bindikleri, denize dayalı bir seyahat olarak günümüz turizm sektöründe özellikle son yıllarda yıldızı oldukça parlayan bir turizm çeşidi olarak ön plana çıkmaktadır. ( Uluslararası İlişkiler ve Kültür -Turizm Uzmanı Emrah Ömer Demir )
C:\Users\Eda\Desktop\ee.png
Princess Cruises tarafından 1984 yılında inşa ettirilen “Royal Princess” adlı dev kruvaziyer gemi; 1970 li yıllardaki atalarının neredeyse iki katına yakın; 1250 yolcu taşıyabiliyordu. Carnival Cruise Lines tarafından işletilen “Jubilee” ve “Celebration” adlı gemiler ise 230 metre boyunda ve 1850 yolcu kapasiteli dev kruvaziyer gemilerdi. Kruvaziyer   gemilerde görülen patlama; 1990’lı yıllarda da devam etmiştir. Bu yıllarda kruvaziyer gemiler artık yüzen dev eğlence merkezleri haline gelmiştir.


C:\Users\Eda\Desktop\dd.pngC:\Users\Eda\Desktop\Queen-Mary-2-5.jpg
     Freedom of the Seas                      Queen Mary II
“Freedom of the Seas” adlı dev transatlantik; dünyanın en büyük kruvaziyer gemisi unvanını da elinde bulundurmaktadır. Freedom of the Seas denize inene kadar, dünyanın en büyük kruvaziyer gemisi unvanını 345 metrelik boyuyla Queen Mary II elinde bulunduruyordu. Freedom of the Seas, Queen Mary II’den 6 metre daha kısadır ancak, 158 bin Gross Tonaj hacmiyle dünyanın en büyük kruvaziyer gemisidir. Adeta yüzer bir şehir olan gemide sörf havuzu, buz pateni pisti gibi bir gemide bulunması hayal edilemeyen ayrıntılar bulunmaktadır. Ayrıca gemide “dağcıların tırmanması için” kayalardan oluşturulmuş yapay bir yamaç da vardır. 1850 yolcu kamarası olan geminin toplam yolcu kapasitesi ise 4750’dir. (Kuşadası Ticaret Odası )
          C:\Users\Eda\Desktop\ae.png
Tablo 1 : En Çok Kazanan Kruvaziyer Limanları
Kaynak : TÜRSAB (Türkiye Kuvaziyer Turizmi Raporu)
Kruvaziyer turizminden en çok kazanan limanların başında ABD'de Florida gelmektedir. Florida'da 3 kruvaziyer limanının toplam geliri yaklaşık 1.5 milyar dolar. Miami Limanı 605 milyon dolarlık gelirle dünya lideri konumundadır. Dünya sıralamasında 4'üncü olan, Avrupa'da ise ilk sırada yer alan liman ise Barselona’dır.


TÜRKİYE'DE KRUVAZİYER TURİZMİ
          C:\Users\Eda\Desktop\daA.png
Tablo 2 : Türkiye’ye Gelen Kruvaziyer Gemi ve Yolcu Sayısı
Kaynak : Deniz Ticaret Odası
Dünya ekonomisinde 2008-2009 krizinin yaralarını sarmasıyla birlikte yeniden büyümeye başlayan kruvaziyer turizminde Türkiye'nin de yükselişi sürmüştür. Son 11 yıla bakıldığında sadece 2009 yılında gerileme yaşayan Türkiye'ye gelen kruvaziyer turisti sayısı 2013 yılında 2.2 milyonu geçerek, dünyadan aldığı pay yüzde 11'e çıkmıştır.. Son 10 yılda büyüme oranı yüzde 285 olarak gerçekleşmiştir.
C:\Users\Eda\Desktop\as.png
Tablo 3 : Kruvaziyer Gemilerinin Uğradığı Limanlar ve Yolcu Sayıları

Kaynak : Deniz Ticaret Odası

by......Eda Karabulut

7 Aralık 2015 Pazartesi

Türkiye-Afrika İlişkileri


             Afrika, hem yüzölçümü hem de nüfusu bakımından dünyanın en büyük ikinci kıtası konumundadır. Özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısında, büyük küresel güce sahip ülkelerin  sömürge arayışlarında başlıca hedeflerinden birisi olmuş ve bu sömürgecilik anlayışı yüzünden halkı uzun yıllar açlık ve yoksullukla mücadele etmek zorunda kalmıştır.Maalesef bu açlık ve yoksulluk problemi günümüzde de halen devam etmektedir.
            Uluslarası Para Fonu’na göre dünyanın en hızlı büyüyen on ülkesinden yedisi Afrika kıtasında bulunmaktadır. BM Dünya Turizm Örgütü tarafından da son on yılda en hızlı büyüme kaydeden turizm bölgeleri arasında yine Afrika kıtası gösterilmektedir. Fakat altyapı eksikliklerinden dolayı kıta ülkeleri bu turizm potansiyellerini yeterince verimli kullanamamaktadırlar. Bu turizm potansiyelinin en iyi şekilde kullanılabilmesi için altyapı ve çeşitli alanlarda yatırımlar yapılması gerekmektedir. Bu yatırımların da yapılabilmesi için kıta ülkelerinin diğer küresel ülkelerle iyi ilişkiler içinde olması ve o ülkelerden yapılacak yatırımların teşvik edilmesi son derece önemlidir.
            BM Dünya Turizm Örgütü’ne göre, dünya genelindeki turist sayısı ilk defa 2012 yılında 1 milyar sınırının üzerine çıkmıştır. Bu artış, Afrika kıtası gibi gelişmekte olan bölgelerdeki taleplerin de artmasını sağlamıştır. 2011 yılında Afrika’yı ziyaret eden turist sayısı 50 milyonun üzerindeyken, bu sayı 2012 yılında 63.6 milyona ulaşmıştır. Gelen turist sayısı arttıkça turizm sektöründeki çalışanların sayısı da artış göstermiş ve 2012 yılında turizm ve ulaştırma sektörü sayesinde 8.2 milyon kişi istihdam edilmiştir.[1]
            Afrika kıtası ülkeleri, turizm sektörünün geliştirilmesi için dış ülkelerle işbirliği anlaşmaları imzalamaktadır. Bu anlaşmalar sayesinde turizmi geliştirebilecek her türlü olanak değerlendirilmeye çalışılmaktadır. Örneğin; Avrupalı ve Amerikalı havayolu şirketleri Afrika ülkelerini de uçuş güzergahları arasına koymakta ve ülke turizmine katkı sağlamaktadırlar. Türk Hava Yolu (THY) da Afrika kıtasına doğrudan uçuş gerçekleştiren havayolu şirketleri arasında bulunmaktadır.
            Geçmişimizde Afrika ile çok ileri düzeyde iyi ilişkiler içerisinde olduğumuz söylenemez. Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan beri hep “batılılaşma” politikasına önem verdiği için, Afrika ile olan ilişkilerini geri plana atmıştır. Hatta Türkiye, Asya ve Afrika kıtalarındaki sömürge devletlerin bağımsızlıklarını ilan ettikleri dönemde, batılı müttefikleri ile birlikte hareket etmek amacıyla uzun yıllar bu devletlerin bağımsızlıklarını tanımamıştır.[2]
            1991 yılında SSCB dağılıp Soğuk Savaş bittikten sonra Türkiye, dış politikasını gözden geçirmeye karar vermiş ve 1998 yılında Afrika Eylem Planı ortaya çıkmıştır. Bu sayede Afrika kıtasıyla yeni bir dönem başlamıştır. Daha sonra 2003 yılına gelindiğinde “Afrika ile Ticari ve Ekonomik İlişkilerin Geliştirilmesi Stratejisi” Afrika ile olan ilişkilerimizi geliştirmemizde başarılı bir adım olmuştur. 2005 yılı ise “Afrika Yılı” ilan edilmiş, yeni büyükelçiliklerin açılması planlanmış ve 2008 yılında Türkiye-Afrika İşbirliği Zirvesi’nin düzenlenmesiyle ilişkilerde yeniden bir yapılanma sürecine gidilmiştir.
            Türkiye’nin Afrika kıtasına olan ilgisinin artmasında Afrika kıtasının 30 milyon kilometrekareyi aşan yüzölçümü ve 1 milyara yakın nüfusu ile uluslararası arenada gittikçe artan bir önem sahip olması gösterilebilir. Türkiye başta inşaat sektörü olmak üzere birçok alan için büyük bir pazar oluşturan Afrika ile ekonomik ilişkilerini arttırmak istemektedir. Günümüzde bu ilişkilerin giderek arttığı sörülmektedir.
            Afrika Kıtası’yla olan ilişkilerimiz arttıkça karşılıklı olarak açılan büyükelçilik sayıları da artmıştır. Mayıs 2009’da 7’si Sahraaltı Afrika’da olmak üzere kıtada toplam 12 büyükelçiliğimiz bulunmaktayken bugün bu sayı 39’a yükselmiştir. Aynı şekilde Afrika ülkeleri de Ankara’da büyükelçilikler açmaya başlamışlardır.[3]
            Afrika kıtasıyla ticaret hacmimiz de oldukça büyük bir artış göstermiştir. 2003 yılında 5.47 milyar dolar iken, bu rakam 2014 yılında 4 katlık bir artışla 23.4 milyar doları aşmıştır. Aynı dönemde, ihracatımız 2.13 milyar dolardan 13.7 milyar dolara yükselirken, ithalatımız ise 3.34 milyar dolardan 9.6 milyar dolara kayda değer bir artış göstermiştir. 2003-2014 yılları arasında Afrika kıtasına yönelik ticaret hacmimizde yıllık ortalama %15,6; ihracatımızda%20,9; ithalatımızda ise %10,7’lik bir artış oranına ulaşılmıştır. Özellikle ihracatımızdaki büyüme oranı dikkat çekicidir. Aynı dönemde Çin’in Afrika’ya ihracatı yıllık bazda ortalama %24,5; Hindistan’ın %23,4; ABD’nin %12,7; Fransa’nın ise %6,2 artış göstermiştir.[4]

Ticaret hacmimizin bu kadar büyük bir artış göstermesinde Türkiye’nin Afrika kıtasına yaptığı yatırımlar önemli rol oynamaktadır. 2003 yılında oldukça az olan yatırımlarımız, günümüzde 6 milyar dolara ulaşmıştır. Afrika ülkeleriyle ulaşım imkanlarını geliştirmek, işadamlarının karşılıklı olarak birbirleriyle temaslarını kolaştırmak amacıyla Türk Hava Yolları (THY)’nın Afrika ülkelerine doğrudan uçuşlar gerçekleştirmesi de yatırımların artmasında önemli bir role sahiptir.




[1] http://tasam.org/tr-TR/Icerik/5220/turizm_afrikanin_yatirim_bekleyen_altin_madeni
[2] http://researchturkey.org/tr/what-is-turkey-doing-in-africa-african-opening-in-turkish-foreign-policy/
[3] http://www.mfa.gov.tr/turkiye-afrika-iliskileri.tr.mfa
[4] http://www.mfa.gov.tr/turkiye-afrika-iliskileri.tr.mfa



by....Burak Korkmaz

6 Aralık 2015 Pazar

Gemlik Limanları, Yatırımları ve Artan Önemi

Gemlik Körfezi’nde Güney Marmara’nın en önemi limanları bulunmaktadır. Limanlar sadece gemilerin yük alıp boşattığı yerler değil aynı zamanda sosyoekonomik kalkınma gücüdür. Limanlar bulundukları bölgede sanayinin gelişmesini ve büyümesini hızlandırmakta, endüstriyel faaliyetlerin yaygınlaşmasını ve gelişmesini sağlamakta, ticareti geliştirmekte ve istihdama katkıda sağlamaktadır. Deniz yollarını kullanmadan dış ticaret, dış ticaret olmadan gelişme ve büyüme olmamaktadır. Bu açıdan bakıldığında Gemlik Limanları Bursa sanayi ve dış ticaretinin rekabetçi üstünlüğüne önemli katkı sağlamaktadır. Gemlik limanları jeopolitik konumu ile Marmara, Kuzey Ege, Trakya ve İç Anadolu bölgesine ve yüklerine hizmet vermektedir.

            Gemlik Körfezi güneydoğu Marmara da yer alan deniz etkilerine kısmen kapalı doğal bir liman konumundadır. Deniz ulaşımı ve limancılık açısından son derece elverişli bir konumda bulunması bölgede çok sayıda limanın konumlanmasına neden olmuştur. Gemlik Körfezi limanlarının birinci hinterlandını Bursa, Bilecik ve Balıkesir illeri oluşturmaktadır. İkincil hinterlantta ise Çanakkale, Kocaeli, Sakarya, Kütahya, Eskişehir ve Ankara illeri bulunmaktadır.
Gemlik Limanları aşağıdaki tabloda yer almaktadır;

               LİMANIN ADI

     ELLEÇLENEN YÜKLER

Gemport


Konteyner-Kuru-Araç-Genel Kargo

Borusan


Konteyner-Araç-Genel Kargo

Rodaport


Konteyner-Genel Kargo

Gemlik Gübre


Dökme-Genel-Sıvı Yük

Gemlik Belediye


Dökme-Genel Yük

BP İskele


Sıvı Yük

Marmara Kimya Sanayi


Sıvı Yük (Şamandıra)

            *Gemlik Belediye limanı belediye tarafından işletilmekte, BP İskelesi ve Marmara Kimya Sanayi’ne ait tesislerde ise 3. taraflarda yük elleçleme hizmeti verilmemektedir. 
            Profesyonel liman hizmetleri vermesi ve bölgede önemli bir liman hizmet arzı oluşturması açısından bölgenin en önemli limanları Gemport, Borusan ve Rodaport limanlarıdır.
Gemlik Limanlarının yatırımları şu şekildedir:
Borusan : Borusan Limanı 2009 yılında tamamladığı genişleme yatırımıyla kapasitesini yaklaşık iki katına çıkarmıştır. Yatırım sonucunda; 5 milyon ton genel kargo, 400.000 TEU konteyner ve 250.000 araç elleçleme kapasitesine ulaşarak, 1.400 m yanaşma yeri ve 280.000 m2 gümrüksüz, 80.000 m2 gümrüklü terminal sahasına sahip olmuştur. Yatırım kapsamında 15 milyon Euro değerinde, ikisi SSG (Ship to Shore Gantry) tipi olmak üzere altı liman vincinin alımı gerçekleştirilmiştir. Deniz Ticaret Odası verilerine göre Borusan Limanı 2015 yılında da büyümeye devam etmektedir. Konteyner kapasitesi 400,000 TEU’dan 650,000 TEU’ya, genel kargo kapasitesi ise 5,000,000 tondan 6,500,000 tona yükselecektir ve araç yükleme kapasitesi ise %25 artmıştır.
Gemport : Gemport 2011 yılında 4 katlı otopark alanına 8 katlı bir otopark alanını daha ilave etmişti böylece anlık 6 bin 500 araç stoklama imkanı oluşturmuştur. 2012 yılı itibari ile Yıldırım Holding grubuna dahil olmuştur. Gemport’un en büyük yatırımı ise YILPORT Gemport birleşmesidir. Bu proje ile Gemlik Gübre Limanı(2004 yılı itibari ile Yıldırım Holding’e devredilmiştir) Yılport Limanına dönüşecektir. Projenin tamamlanmasıyla, bütün konteyner operasyonlarında saatte ortalama 35 harekete ulaşılması beklenmektedir. Bu projenin 2014 yılında tamamlanması ön görülmüştür ancak hala devam etmektedir. Proje sonunda YILPORT Gemport bünyesinde konteyner kapasitesi 450,000 TEU’dan 2,500,000 TEU; genel kargo kapasitesi 2,500,000 tondan 4,000,000 ton ve sıvı yük kapasitesi 500,000 m3ten 1,000,000 m3e yükselmesi beklenmektedir.

Rodaport :Genel yük için 33 dönüm arazide 15 milyon TL’lik yatırıma başlamıştır. Bu yatırım sonucunda eylül ayından itibaren bir gemide günde 10 bin ton hububat tahliye edip gemi operasyon süresinin kısaltılması hedeflenmektedir. 2014 yılında %25 büyüme yakalanmıştır ve  büyümenin yatırımın tamamlanmasıyla artması beklenmektedir. 103 bin molan gümrüklü alan 2014 yılında 119 bin m2 çıkarılmıştır. Bu alanın 152 bin m2 çıkarılması beklenmektedir. 

by....Yeşim Özdemir

Gemi Klas Kuruluşları



Klas Kuruluşları, gemilerin inşa aşamasından seyirdeki haline kadar olan her şeyi kontrol eden, belirli standartlar oluşturan, yapılan faaliyetlerin bu standartlara uygunluğunu belgelendiren, ticari olarak işletilmesi sırasında ise gemiyi denetleyen aktördür. Klas kuruluşunun gemi ile ilişkisi, tasarım aşamasından başlayıp, geminin ömrünün bir söküm yerinde sona ermesine kadar sürer.
Klasların denetimine esas olan kurallar ise uluslararası ve ulusal kurallardır. Bu temel kurallar teknik olarak uygunluk ve dayanıklılık, çevre kirliliği, emniyet, sağlık ile ilgili konulardır.
Bir geminin konulan standartlara uygunluğuna ilişkin belge ise ‘Klas Sertifikası’dır. Klas sertifikası; gemiyi oluşturan her bir donanım dahil olmak üzere tasarım aşamasından başlanarak, gemi ve tüm bileşenlerini tasarım ve üretim süreçlerinin kontrol edilerek kurallara uygunluğunun garanti edilmesini ifade etmektedir.
Gemiler, yüksek maliyetli olmaları nedeni ile uzun ömürlü olmaları ve güvenli çalışmaları istenilen araçlardır. Değerli ürünler ve en önemlisi ‘insan’ taşıdıkları için gemilerin can ve mal güvenliği açısından teknik yeterliğe sahip olmaları çok önemlidir. Bu yüzden daha proje aşamasından itibaren gemilerin belli kurallara göre inşa edilmeleri, denetlenmeleri ve işletilmeleri gerekmektedir.
Klas kuruluşlarının ortaya çıkması ise 17.yüzyıla dayanmaktadır.  Sigortacılar ile gemi ve yük sahipleri, gemilerle ilgili pek çok bilgiye – yaş, fiziki durum, sahip oldukları donanım gibi- ulaşabilecekleri bir sistem mevcut değildi. Bu bilgiler, hem sigortacılar için hem de yük sahipleri için önemli bilgilerdi. Sigortacılar, gemileri yapılarının ve donanımlarının durumuna ve güvenirliliğine göre sigorta edecekleri için, gemilerle ilgili bilgilere risk hesaplanmasında ihtiyaç duymaktaydılar. Mallarını deniz aşırı ülkelere gönderen yük sahipleri ise, mallarını yükledikleri gemilerin sağlamlığı ve güvenilirliği konusunda şüphe etmekteydiler.Sigortacılar ve yük sahipleri ihtiyaçları olan bilgileri, liman çevresindeki kahvehanelerden veya gemi adamlarında öğrenmekteydiler. Bu eksikliği ve ihtiyacı ilk fark eden ve Londra limanı yakınındaki kahvehanesine daha fazla müşteri çekebilmek için harekete geçen kişi, Edward Lloyd’dur. Edward Lloyd yaptığı çalışmalar ve hazırladığı listelerle, ölümünden sonra ilk klas kuruluşu olan Lloyd’s Register of Shipping’ in temellerinin atılmasına büyük katkılarda bulunmuştur.
En önemli Klas Kuruluşları;
·         Türk Loydu
·         Bureau Veritas
·         American Bureau of Shipping (ABS)
·         International Register of Shipping
·         China Classification Society
·         Lloyd’s Register 
·         Nippon Kaiji Kyokai, ‘ClassNK’ 
·         DNV GL Group 
·         Croatian Register of Shipping (CRS)
·         Russian Maritime Register of Shipping (RS) 
·         Korean Register of Shipping 


Klas kuruluşları, denizcilik sektörünün ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla doğmuştur fakat zaman içinde faaliyetlerini denizcilik alanının dışına çıkarmayı başarmışlardır. Artık sanayi ve hizmet sektörlerinin neredeyse tüm alanında “malzeme, ürün ve hizmet belgelendirme” hizmetleri ile kalite, iş sağlığı ve emniyeti, çevre emniyeti vb. alanlarda “sistem belgelendirme”, Avrupa Birliği Direktifleri kapsamında “uygunluk değerlendirme” hizmetleri de klas kuruluşları tarafından yürütülen faaliyetler arasına girmiştir.

by......... Cemre Angın